Kirkagac Tarihi - KIRKAĞAÇ’TA SU KÜLTÜRÜ

   Mehmet Gönlüaçık                  logo 



Üye Panelİ

Anket

    • Sitemizi Nasıl Buldunuz?

      View Results

      Yükleniyor ... Yükleniyor ...
  • Reklamlar

    SON YORUMLAR


      Warning: Use of undefined constant comments - assumed 'comments' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/tatc123/kirkagactarihi/wp-content/plugins/get-recent-comments/get-recent-comments.php on line 928

      Warning: Use of undefined constant comments - assumed 'comments' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/tatc123/kirkagactarihi/wp-content/plugins/get-recent-comments/get-recent-comments.php on line 928

      Warning: Use of undefined constant trackbacks - assumed 'trackbacks' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/tatc123/kirkagactarihi/wp-content/plugins/get-recent-comments/get-recent-comments.php on line 929

      Warning: Use of undefined constant trackbacks - assumed 'trackbacks' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/tatc123/kirkagactarihi/wp-content/plugins/get-recent-comments/get-recent-comments.php on line 929
    You are here: Home » ÇEŞMELER VE SU KUYULARI » KIRKAĞAÇ’TA SU KÜLTÜRÜ
    yazarYazar: Mehmet Gönlüaçık | tarihTarih: 21 Eylül 2013 / 22:42 | etiketEtiketler:

    7SU HAYATTIR, ATALARIMIZ BUNUN FARKINDAYDI
    Kırkağaçlı atalarımızın su kültürüne verdiği önemi gösteren bir yazı dizisine sayfamda yer vermek istiyorum. Önümüzdeki yıllarda dünya su rezervlerinin azalacağını göz önüne alırsak bu konunun önemini daha iyi idrak edebiliriz.

    Su, vücudumuzun büyük bir kısmını teşkil eden, günün her saatinde ihtiyaç duyduğumuz, yıkanmak, içmek, arabamızı yıkamak, abdest almak, ağaçlarımızı sulamak velhasıl olmazsa yaşamın mümkün olamayacağı, hayatın başlangıcı olan Allah’ın tüm kullarına bir lütfu olan nimettir.

    Su ve tarih belki ilk bakışta bir mana veremediğiniz bir durum. Yazımızın üzerinde yer alan resmin manasını sizlere açıkladığımda bu iki ihtiyacın birbirine olan ilişkisini anlayacaksınız.

    Yukarıda ki resim aslında bundan 100 yıl kadar bir süre önce su ile su kültürünü korumak ve yaşatmak amacıyla kurulmuş olan bir derneğe ait mühürdür. Üzerinde ise şunlar yazılıdır. “KIRKAĞAÇ KAZASI SUYOLLARI KUYU SUYU HEYETİ 1327( miladi 1902)”.

    Suyolları ve kuyu;  Kırkağaç’ın eski zamanlarında şimdiki gibi her evde şehir şebeke suyu akmıyordu. Su ihtiyacı dağlardaki su kaynaklarından beden gücüyle kazılan suyollarına döşenen toprak künkler aracılığıyla şehre getiriliyor. O yıllarda her mahallede bulunan sokak çeşmeleri sayesinde halkın temizlik ve içme suyu ihtiyacı karşılanıyordu. Bu çalışmalar çoğu zaman hayırsever kişiler tarafından yapılıyordu. Çeşmeler, Osmanlı sanatını yansıtan bir göz zevkiyle inşa ediliyor bazılarının üzerine hayır ve hasenatı yaptıran kişiyi anlatan veciz sözler, bazılarının üzerinde ise kimlik gizlenerek sadece çiçek süslemeleri kullanılıyordu. Ne yazık ki bu çeşmelerden günümüze çok azı ulaşabilmiş, ulaşanlar ise sessiz bir şekilde yok edilecekleri günü göz pınarları kurumuş bir şekilde beklemektedirler. İnşallah bu çeşmeleri ileride resimleri ile tafsilatlı bir şekilde inceleyeceğiz. Bu yazıda sadece birkaç resim ile iktifa edeceğim. Geçmiş dönemlerde Kırkağaç’ın suyu iki ana merkezde yapılan su toplama havuzlarında biriktirilen suyun, suyolları vasıtasıyla sokak çeşmelerinden akıtılmasıyla karşılanıyordu. Bu havuzlardan biri eski çiftlik yolunun üzerinde idi. Buradaki havuza cina (cine) mıntıkasındaki sular toplanıyordu. Diğer havuz ise Kırkağaç’ın kuzey batısında bulunan kovuk dere içindeydi. Bu havuz diğerinden büyüktü ve şebekeye en çok buradan su getiriliyordu. Bu havuz derin bir kuyuya benzediği için zamanın halkı tarafından “altıparmağın kuyusu” olarak bilindi ve mıntıkaya ismini verdi. Zaman içinde başka su kaynaklarının oluşturulmasıyla bu suyolu önemini kaybetti ve atıl bir duruma düştü. Fakat yinede o dönemden kalan ve görülmeye değer kısımları hala ayakta durmaktadır.

    Su kültürünün bir diğer önemli ayağı ise içme suyu kuyularıdır. Bu kuyular beden gücüyle kazıldığı için kutsal bir gözle bakılır ve korunurdu. Bahçeli büyük evlerin hemen hemen pek çoğunda su kuyusu bulunur, bu kuyudan alınan sular temizlik ihtiyacı ve bahçedeki nebatatın sulanması ile küçük ve büyük baş hayvanların su ihtiyacı için kullanılırdı.   

    Yaz aylarında Ovada çalışan insanların su ihtiyacını karşılamak için    ise, ovada bulunduğu mıntıkaya da ismini veren pek çok su kuyusu ve ova çeşmeleri inşa edilmiştir. Kuyular genelde yol kenarlarına kazılarak halkın hizmetine sunulmuş. İçleri kesme veya toplama taşlarla örülmüş. Ağız kesimlerine küfeke veya mermerden bilezikler yapılmış. Gelen kişilerin ve yaban hayvanlarının da su içebilmesi için kuyuların hepsinin yanına küçük ve büyük su aharları konulmuştur. Subaşına gelenlerin gölgelene bilmeleri için de ağaçlar dikilmiştir. Ne acıdır ki atalarımızın bin bir özenle meydana getirdiği su kültürüne ait eserler zamanımızda talan edilmektedir. Özellikle kuyuların bilezikleri çalınmakta ve bu yüzden içine taş, toprak düşmekte. İnsanlar ve yaban hayvanları için tehlikeli bir durum arz etmektedirler. Ben bu kuyu bileziklerinin çalınması konusunda gerekli mercilere uyarılar yaptığım halde hiçbir önlem alınmamıştır. Ne acıdır ki ovamızda kuyulu bilezik yok denilecek kadar azalmıştır. Bu kuyulardan mıntıkasına isim verenlerden bazılarının isimlerini şöyle sıralayabilirim; mermer kuyu, Narlı kuyu, Van kuyu, dede kuyusu, yılanlı kuyu, eyvallah dede kuyu gibi. Kuyuların başına gelenler ova çeşmelerinin de başına gelmiş, çeşitli nedenlerle tahrip edilen çeşmeler tamir edilmemiş, kitabeleri çalınmış akan göz pınarları kurumaya terk edilmiştir. Bu çeşmelerin en ünlüleri koca çeşme ve papaz çeşme isimleriyle anılmaktadırlar. Bununla beraber dağlarda bulunan çeşmeler pek fazla zarar görmemiştir, bunun nedeni ise küçük ve büyük baş hayvan sahiplerinin ihtiyaçtan dolayı bu çeşmelere sahiplenmeleridir. Bu çeşmelere en güzel örnek koruca çeşmesini gösterebiliriz.

    Konumuzun özüne dönersek yukarıda size anlattığım su kültürünün yok olmaması için 100 yıl önce yaşayan Kırkağaçlı atalarımızın kurduğu bu derneğin bir benzerini, şimdi pek çok imkânı olan bizler niçin meydana getiremiyoruz. Niçin geçmişin güzelliklerini geleceğe taşıyamıyoruz. Bize düşen görev ata mirasına sahiplenmek, bir miras yedi durumuna düşmemektir. 

    Su hayattır ve atalarımız bunun farkındaydı.

     

    Bizanslardan kalma eski bir su kuyusu ve bileziği( kayadibi harman yeri)

     

    Satılar Mescidi Çeşmesi

     

    Kırkağaç ovasında bir kır çeşmesi 

     

    
    Oppss! Hiç yorum yapılmamış!
    İlk yorumu neden sen yapmıyorsun?

    YORUM YAP

    İsim:
    Email:
    Site:
    Yorum:

     
    sosyal imleme yemle.com - sosyal imleme goggu.com - sosyal imleme popzu.com - sosyal imleme imle.coresim upload