Sevgili Kırkağaç Tarihi Sayfası okurları,
Sevgili Kırkağaç Tarihi Sayfası okurları,
İLÇEMİZİN MUKADDES EMANETLERİNİ NE KADAR TANIYORUZ?
Sizlere zaman içinde Kırkağaç’ın uğradığı değişikliği resimlerle göstermek istedim. Solda ki siyah beyaz resmin çekildiği tarih 1935 yılı başlarıdır, sağdaki resmi ise 10 nisan 2011 günü çektim. Öncelikle siyah beyaz resmin çekildiği yeri merak eden ziyaretçilerimiz için söylemek istiyorum. Resim ilçemiz Kuşçu caminin minaresinden çekilmişir. Bende pek çoğumuzun çıkma şansı
Sizlere Kırkağaç’ta ki eski dostluklarımızdan bahsetmek istiyorum. Bu konuyu seçmemde ki amaç, son günlerde ülkemizde yükselen düşmanca saldırıların artmış olmasıdır.
Malumunuz üzere Türkiye toprakları üzerinde her çeşit din, dil ve ırk farklılığı gösteren halklar yaşamaktadır.Bu tarihte de böyleydi, büyük ihtimalle gelecekte de böyle olacaktır. Güzel Kırkağac’ımızda da 1922 senesine kadar farklı ırklara mensup topluluklar bulunmaktaydı. Rumlar, Ermeniler ve azda olsa Yahudileri sayabiliriz. Bu toplulukların dilleri ve dinleri bizlerden farklıydı; yinede müslümanlarla huzur
Cumhuriyetin İlk yıllarında Kırkağaç’ta kurulan bu ilk bando kalabalık olması, tek tip kıyafetiyle ve disipliniyle gerek ilçemizde gerekse İzmir gibi uzak bir ilde büyük şöhret kazanmıştır. Gençler Birliği ismiyle bir araya gelen çeşitli meslek erbabı esnaf, çiftçi ve memurlardan müteşekkil bu bando takımı izmir’de verdiği konserler ile de adeta İzmir’i
KIRKAĞAÇ FİŞENKHANESİ
Osmanlı Devleti zamanında Kırkağaç’ın, Osmanlı Ordusu için mühimmat üretilen bir yer olarak seçildiği bu güne kadar bazılarımız tarafından hiç duyulmamıştır. 18 nci asırın ortalarına doğru Osmanlı ordusunun sahip olduğu piyade tüfeklerinin yenilenmesi kararı alınmıştır. Bu cihetle avrupadan son model tüfekler ithal edilmiştir. Bu tüfeklerin mühimmat ihtiyacının karşılanması içinde, o yıllarda dumansız barut imalinde kullanılan pamuğun en
İnsanlar; Dünya üzerine yayılmaya başladıkları ilk günlerden bu tarafa haberleşme ihtiyaçlarını çok çeşitli şekillerde karşılama yollarına başvurmuşlardır. İlk zamanlarda haberleşme; güvercinlerle, dumanla, sesle, atlı ve yaya habercilerle sağlanmıştır. Yakın çağlarda fen alanındaki gelişmeler neticesi ile haberleşme ihtiyacı telgraf, telefon ve mektup ile karşılanmaya başlamıştır. Günümüzde ise haberleşme imkanlarının kolaylığını yazmakla bitiremeyiz.
TÜRÜNÜN SON ÖRNEKLERİ TAHTA KAPILARIMIZ
Kapı; insanların yüzyıllardır inşaa ettiği tüm binalarda kullanılması gerekli olan araç. Bir bina penceresiz olabilir fakat kapısız olamaz çünkü kapı olmazsa o bina bir işe yaramaz, kullanılamaz. Sabahları evden çıkarken kapılar besmeleyle açılır, kapılar kullandığımız binaları sıcaktan, soğuktan, tozdan, hırsızdan korur. İçinde yaşayan her canlıyı kötülük ve beladan saklar. Malımızın ve canımızın korunmasında en büyük destektir kapılar. Kapılar bazan sevinç ve heyecanla açılır, bazan ise üzüntü ve tasa ile kapanır. Hatta atalarımız kapılara öyle ehemniyet